Türkiye'ye giren Afgan kaçak, ağır silahlarını gösterip kimlik istedi!

Türkiye'ye kaçak geçişler ortaya çıkan görüntülerle devam ediyor. Yüzler, binler, on binler derken yüz binlerce kaçaktan bahsediyoruz. Bunların katil mi, terörist mi, asker mi ya da kim olduklarını bilmiyoruz. Ama yüzde 90'ı erkek. Onlardan bir tanesini anlatacağım.

347 Görüntülüme

Adı, Abbas Safari...

Afganistan'da 8 yıl boyunca istihbarat subayı olarak görev yapmış. Taliban güçlenince ülkesi terk edip Türkiye'ye kaçak olarak girmiş. Denizli'ye de yerleşmiş.
Ev bulmuş, telefon hattı almış. Ama bazı resmi işlemleri kaçak olduğu için yapamıyor.
Göç idaresinden kimlik istemiş.

Dilekçesine bir sonuç alamamış olacak ki Twitter hesabından yayınlayarak kendisine destek olunmasını istemiş. Dilekçeyi de oradan aldım. Ancak hesabını incelediğimde tablo giderek farklı bir hâl almaya başladı.
Gelin birlikte bakalım.
Safari, birçok ağır silahı kullanmayı biliyor.

Askerdir, olabilir. Ama savaşta suça karıştı mı ya da ülkesinden hangi şartlarda kaçtı bilmiyoruz. Bunlar kenarda dursun. Daha önemlisi var. Safari, Afganistan'da muhalif gruplarla çatışırken ele geçirdiği silahların kendisinde olduğunu ifade ediyor.
Hatta fotoğrafını da paylaşmış.

Bu silahların önemini yakın zamandan bir örnekle hatırlamak isteyebilirsiniz.
Reina saldırısı.
Saldırgan sadece bir kişiydi ve elinde tıpkı fotoğrafta gördüğünüz otomatik silahlarla onlarca kişiyi katletti. Yılbaşını kana bulamıştı.
39 kişi ölmüş, 70'ten fazla yaralı vardı.

Fotoğraflarda da görülen AK-47 (kalaşnikof) silahla katliam gerçekleşmişti.
Katliamı gerçekleştiren IŞİD mensubu, Abdulkadir Masharipov'du ve Türkiye'ye kaçak yollardan girmişti.
Eğer eylemi gerçekleştirmese hâlâ aramızdaydı.

Dönelim, Afganistan'dan kaçarak Denizli'ye yerleşen Abbas Safari'ye... Kim olduğunu bilmiyoruz, hangi suça karıştığını neden Afganistan'dan çevre ülkelere değil de doğrudan Türkiye'ye geldiği hakkında fikrimiz yok.
Ama şunu biliyoruz, yasa dışı silahlara sahip ve kullanabiliyor.

Bunları da kendisinin Twitter'daki açık beyanları sayesinde öğrenebiliyoruz. O kadar rahatlar ki bu görüntüleri istedikleri gibi paylaşıp, dilekçelerini de paylaşarak kimlik talep edebiliyorlar.

İşte ülkemize kayıt dışı olarak sokulan, giren yüz binlerce kaçaktan birinin hikayesi. Bunu da kendisinin Türkçeyi bilmesi ve sosyal medyada kendi kendisini ifşa etmesi sayesinde öğrenebiliyoruz.
Peki ya geriye kalan yüz binler?
Peki ya bizim güvenliğimiz?

Sokaklarımız, yarınlarımız, ailelerimiz...
Bu kontrolsüz göç karşısında ne yapacağız, şu anda işgal altında olan Ukrayna'daki Rus askeri gücünün sayısının kat be kat üzerinde kaçak var bizim ülkemizde.
Bu anormal bir durum.
Ve dalga dalga gelmeye devam ediyorlar!