Şimdi geri dönüp geçmişte yaptıklarına bakabilse, gururla ve bir miktar da hüzünle hatırlar olan biteni. Yaptıkları anlatmakla bitmez sahiden, ama biraz da kıyıda köşede kalanları konuşmak gerek sanki. Bazıları tuhaf gelecek, bazıları “Bunu o mu bulmuş yahu?” demenize neden olacak dört harika icadından bahsedeceğiz. Bu dört icattan dördü de üzerine düşünülmeyi, konuşulmayı, biraz daha yakından incelenmeyi hak ediyor. Hepsinin ortaya çıkış nedeni de elbette her icadın nedeni gibi: Bir ihtiyacı kapatabilmek..
Albert Einstein’ın Ona Ait Olduğu Pek Bilinmeyen 4 İcadı
Öyle bir bilim insanı ki, keşifleri ve icatları arasında bazıları kaynayıp gidiyor ve üzerlerinde diğerleri kadar konuşulmuyor. Albert Einstein, dünyanın her yerinde adının duyulmasını sağlayan İzafiyet Teorisi (hani şu ikiz kardeşinizin uzaya gönderilmesinden sonra hanginizin daha çok yaşlandığını ölçtüğünüz) dışında da pek çok mükemmel işe imza attı.
Aaa, Tam Bize Göre: Genişletilebilir Takım Elbise
Friends’in bir bölümünde Joey’in bir bütün hindiyi yiyebilmek için Phoebe’nin hamile pantolonunu giydiğini hatırlarsınız. Karnınıza baskı yapan bir pantolonunuz yoksa daha rahat yersiniz. Şaka bir yana, hepimiz bazı dönemler kilo alıyor ve birkaç ay önce özenerek aldığımız o ceketin ya da pantolonun içine sığamaz hale geliyoruz. Albert Einstein, bunu düşünerek müthiş bir icat ortaya koymuş. Takım elbisenin ceketi, iki set düğmeye sahip. Bir set, diyet günlerinde kullanılıyor. Diğer set ise şöyle lezzetli bir hamur işi ziyafeti çekmek istediğinizde… Öte yandan, genişletilebilen kol girintilerine de sahip. Derdiniz şıklık değil de rahatlıksa, mis gibi icat işte. Genişleyen bir olgu olan evrenden ilham alan Einstein, sizin için tasarladı. Mağazalardan ısrarla isteyin efendim.
İnsanın Nutku Tutuluyor: Ses Kaydedici
Öyle etrafta olup bitene “Meh meh, avam kamarası, meh meh” diyerek bakmakla bilim insanı olunmaz. Yani olunur elbet, fakat insanların ihtiyaçlarını çözme odaklı bir bilim insanlığı bu tavırla pek de mümkün değildir muhtemelen. Einstein da böyle düşünüyordu. Film izlemeyi keyifli bulan, sinemanın eğlencesine kapılıp giden Einstein, belki de endüstrinin korkunç bir şekilde büyüyüp bugünkü halini almasının arkasındaki en büyük itici güçlerden birisi. Einstein’ın ürettiği ses kayıt cihazı, esasen bir tür elektromanyetik ses üretme cihazıydı. Charlie Chaplin’in dostu olan bir bilim insanından da böyle güzel hamleler beklenir işte.
Dijitallerin Atası: Otomatik Pozlama Yapan Kamera
Bunları o yıllarda düşünmek hiç kolay değil ve insanın aklı almıyor. Fakat Albert Einstein, otomatik olarak ayarladığı ışık miktarına dayanan bir kamera fikri üzerinde de çalışmış. Hatta bu iş için kendisi de bir Alman olan mucit Gustav Bucky ile de ortaklaşa çalışmış ve Bucky, pek çok patent almış bu konuyla ilgili. Büyüleyici bir zihin Einstein’daki.
İhtiyaç Icadı Doğurur: Einstein-Szilard Buzdolabı
Yukarıda da bahsettik, icatlar ihtiyaçtan ayrı düşünülemez. Bu nedenle, yapılan tüm icatların şu veya bu ihtiyacı karşılama amacı vardır. Einstein da tıpkı yukarıda saydığımız üç icadında olduğu gibi, bu buzdolabında da kilit bir icadı kapatma derdindeydi. Üstelik bu ihtiyaç, insan hayatını tehlikeye atan buzdolaplarının yeniden modellenmesi gerekliliği üzerineydi. Zehirli dumanlar sızdıran ve Almanya’da kullanıcılarının ölümüne neden olan buzdolabını duyunca yeni ve daha kullanışlı bir buzdolabı üretmeye karar verdi. Kullanışlı derken, zehirlemeyen bir buzdolabından bahsediyoruz… Leo Szilard isimli öğrencisiyle bir araya gelerek sabit basınçta çalışan ve zehirli duman riskini ortadan kaldıran bir buzdolabı fikri üzerinde çalıştı. Bu tasarım için, 45 farklı –ve belki de günümüz üretimlerinin de atası olabilecek- patent almış ikili. Buzdolabının en önemli özelliklerinden biri de içinin soğutulabilmesi için, dışının sıcak tutulması gerekliliğiydi. Harika fikirler bunlar.