İnstagram ve Facebook olmadan önce, hemen hemen herkesin evinde aile tarihinin slayt gösterisi gibi büyük, özenle hazırlanmış fotoğraf albümleri bulunurdu. Her misafirlikte bizi fotoğraflara boğan teyzeleri saymazsak keyifliydi. Şimdi o teyzeler de aktif sosyal medya kullanıcıları olarak gün fotoğraflarını paylaşıyorlar.
Sosyal Medyanın Gelişi İle Hayatımızdan Çıkan Şeyler
Sosyal medya yokken keyifle yaptığımız bir çok şeyi artık hatırlamaz olduk. Bazı şeyler tarihin tozlu raflarına gömüldü. İşte tarihi tozlu raflarına gömülenler.
Dertleşme
Üzüldüğünde telefona sarılıp ''sana anlatacaklarım var'' ın yerini ''Üzgün hissediyor'' aldı. Oldu ki eş keza aradın, o zaman da şöyle bir durumla karşılaşman olası ''yok canım ne üzgünü dikkat çeksin diye yaptım''
Görgü
Ne yediğini, ne içtiğini eğer paylaşılmamışsa herkes kendi biliyordu. Şimdi kimin neyi, nasıl yediğine puan verebiliriz.
Markete Kim Gidecek Kavgası
Her sabah evde markete kim gidecek kavgası olurdu. Şimdi tek tıkla siparişlerimiz ayağımıza geliyor.
Kitap Okumak
Çok kitap okumayı seven bir millet olduğumuz söylenemez ama ansiklopedi kuponlarını canımız pahasına biriktirirdik. Sosyal Medya'nın gelişi ile kitap okumanın zaten olduğu ülkede iyice düşüşe geçti. Üstelik kitap fiyatları eksiye göre biraz daha uygun olmasına rağmen.
Dostluk
''Sağlam bir kaç dostun olsun yeter'' in yerini, ''takipçi sayın kaç ne kadar arkadaşın var ona göre konuş'' aldı. Ne kadar arkadaş o kadar beğeni gerisinin ne önemi var ki?
Tetris
Aman canım şimdi onca sosyal medya oyunu varken Tetris de neymiş diyebilirsiniz. Ama o yerine oturan parçanın verdiği mutluluk hiçbir şeye değişilmez. Tetris dışında o akılsız ama bir o kadar sağlam olan tuşlu telefonalrda oynadığımız yılan oyunu da eklenebilir.