Ne zaman ki Terakkiperver Fırka ile birlikte mevcut birkaç parti de hükümet tarafından kapatıldı, işte geriye gidiş (irtica) o zaman başladı. Demokratik teamüller terk edildi ve tek parti idaresinin (1930’daki 90 günlük Serbest Fırka denemesi hariç) çeyrek asırlık tahakkümü başlamış oldu.
Bu dönemde seçimler yapılıyordu gerçi ama tamamen göstermelikti. Tek bir parti giriyordu seçimlere, tek liste katılıyor, tek seçici vardı, tek sandık ve ikinci seçmenler (müntehib-i saniler) de Tek Parti CHP tarafından belirleniyordu. Buna seçim demek bile kelime israfıydı. Dolayısıyla 1923, 1927, 1931, 1935, 1939, 1943 yıllarında yapılan 6 genel seçim birer mizansendi. İlk defadır ki 1946 yılında tek dereceli ve genel oya dayalı bir seçim yapılacaktı. Yapıldı yapılmasına ama bu bir seçim değil, bir facia oldu ve demokrasinin alnına bir kara leke olarak yapışıp kaldı. Olayların içinde yaşayan bir gazetecinin dediği gibi “1946’daki millî irade gasbı, milletin en mukaddes hakkının darp ve cebirle elinden alınışıdır. Olay, CHP zihniyetini açıkça belgeleyen bir rejim kıtâlidir (katlidir).” (Acar Tuncer, Millî İradi Gasbı, İzmir, 1978, s. 19). Kritik bir seçimin arefesinde yakın tarihimizin bu karanlık sayfasını sizin için yoklamak istedik. Avni Özgürel ile yapılan nefis konuşmada bütün demokrasi maceramız özetlenirken İsmail Kara 1946 seçimlerinin dine bakan yönlerini inceledi. Diğer akademik incelemeler ile beraber yıllarca saklanacak bir dosya oluştu.
Ayrıca çok renkli malzemelerle dolu Kudüs dosyamız, bir başka Tek Parti dönemi zulmü olan Türkçe Ezan dönemine dair acı hatıraların yanında Selçuklu’dan Avrupa tarihine uzanan yazılarıyla rengârenk bir sayı sunuyoruz. Nice 75 sayılara inşâllah.
Mustafa ArmağanDerin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni